Bilinen
İlk Türkümüz
Türküleri hep
sevmişimdir. Çünkü bizimdir, öz be öz Türkündür. Mayası bizdendir. Yaylaya ne
zaman gitsem; bir ağaç altına uzansam kulağıma bir hep bir türkü çalınır. Bu
öyle bir türküdür ki uzaklardan, çok uzaklardan gelir; ama aslında geldiği yer
yabancı değildir Ata Yurdumuz olan
Türkistan(Orta Asya)’dan gelir. Kulağımda
çınlarken her türküde olduğu gibi hüzün saklıdır dizelerinde. Yaşanmışlıkların
acısını fısıldar kulağıma, ruhuma bir şeyler anlatmaya çalışır. Duy beni,
hisset beni diye haykırır…
Kulağıma ne zaman
çalınsa hep ruhumda derin izler bırakan bu türkü Türklerin bilinen en eski
türküsü olup bir ağıt(sagu) şeklindedir. M.Ö 119 Yılında Çinliler ile
girdikleri savaşı kaybeden Hunlar, Ordos Bölgesi’nin kuzeyindeki topraklarını
kaybedince yaktıkları bu ağıt(Sagu) Çin
kaynaklarında yazılıdır. Bugünkü Türkçemize tercümesi şu şekildedir:
Yen-çi-san dağını kaybettik.
Kadınlarımızın güzelliğini aldılar.
Si-lan-şan yaylalarını kaybettik,
Hayvanlarımızı üretecek yeri aldılar.[1]
Acaba diyorum dünyada Türklerden başka hangi
devletin edebiyatında yaşanmışlıkların hüzün dolu sesi bu denli yankılanır….
Kaynakça
ATSIZ Hüseyin Nihal, Türk Edebiyatı Tarihi, Ötüken Neşriyat, s.84.
BANARLI Nihat Sami,
Resimli Türk Edebiyatı Tarihi, MEB Yayınları, s.145.
[1] Nihat
Sami BANARLI, Resimli Türk Edebiyatı Tarihi, MEB Yayınları, s.145; Hüseyin Nihal Atsız, Türk Edebiyatı Tarihi, Ötüken Neşriyat, s.84.
Tanrı Dağlarının zirvesini dünya gözüyle görmeden göçersem bu dünyadan, gözlerim açık gider. 🇹🇷🐺🇹🇷👍❤️❤️❤️
YanıtlaSil